RUH VARLIĞI EVRENİN ETKİN VE DENEYCİ ÖĞESİDİR
HAZIRLAYAN: Selman Gerçeksever
Sâdece elimizdekilerin değil, dünyadaki her şeyin “geçici, tükenici” olduğunu (Kur’an, Nahl 96) ve bedenimiz de dâhil
her şeyin asıl kendimiz(öz benliğimiz) yâni biz varlıklar için birer gelişim
aracı olduğunu biliyoruz. Öz benlikler(ruh varlıkları) olarak bu geçici gelişim
araçlarını çok farklı şekillerde ve değişik amaçlarla kullanarak “maddesel sistemleri yönetmenin
egzersizlerini yapıyoruz.”(SADIKLAR PLANI TEBLİĞLERİ, celse 157). Çünkü ruh
varlığı evrenin etkin öğesidir ve ruh varlığının, düşünebileceğimiz en olmadık
denemeleri yapma ruhsatı vardır. Evrenler ruhtan dolayıdır ve ruhun tekâmülü
içindir.
Şimdi bizler otomatik gelişim düzeyinin yarı idrakli duygusal
varlıkları olarak, maddesel sistemleri yönetmeyi öğrenme egzersizleri
bağlamında yaptıklarımızın bazıları tıp biliminin alanına giren
rahatsızlıklardır. Rahatsızlıkları deneyimlerken içine girdiğimiz sıkıntılar
vesilesiyle farklı etkinlikler, alışkanlıklar, etkileşimler ve ilişkiler içine
girip çıkar ve çok değişik “kıyas bilgileri” kazanırız. Başımıza gelen
sıra dışı olaylar ve rahatsızlıklar beşerî ölçülerimize göre idrakimizi ve
duygularımızın dayanma gücünü çok zorluyor olsa da, bu
aykırılıkların(anomalilerin) bedenin sahibi öz benlik için farklı hâletleri
deneyimleme senaryoları olduğunu kabullenmemiz gerek. Çünkü genel ruhçuluk
bilgilerimiz bizlere ruh varlığının, evrenin etkin(aktif) öğesi olarak her şeyi
deneyimlediğini söylemektedir. “Çok acayip, bu kadar da olmaz...” dediğimiz
vak’alarda ruh varlığı yaşam planına bağlı olarak ve üyesi olduğu ruhsal plana
yönelik vazifesi kapsamında önemli hareket ve fiilleri gerçekleştirmektedir. “Tüm hareketlerin ve fiillerin hedefi
vazifedir.” demişti Bedri Ruhselman (RUH ve KÂİNAT adlı eserinde).
Çeşitli rahatsızlıklardan ıstırap çeken ve
o sıkıntılar içinde yaşamak durumunda olan hatta kıvranan hemcinslerimiz için
çok üzülürüz ama duygusallığımızı biraz frenleyip, böyle varlıkların çok önemli
deneyimler içinde olduklarını bilmemiz belki onlara yönelik yardımlarımızı da
kolaylaştıracaktır. Bunlardan en çok
bilinenler/güncel olanlar; alzheimer, bitkisel hayat, kanser vb. Bu
anomali nitelikli ve hatta, “Şimdi burada
ruh varlığı ne deneyim yapıyor yâni...”dedirten ratsızlıklardan biri de
(resimlerini ekte gördüğünüz) rahatsızlıktır. Tıp biliminin “Ankylosing Spondylitis” dediği bu rahatsızlık ve
ıstırap içinde hasta, 28 yıl bu şekilde yaşadıktan sonra,
ameliyatla omurga düzelmiş. Videoda bu ıstıraplı yaşamın ve bağlı olarak
kendisine yardım edenlerin deneyimlediklerinin ayrıntılarını ibretle
izliyoruz(*). Toplu halde (mâşerî) yaşamanın varlıklara sunduğu gelişim olanaklarından
biridir bu:
Ruh varlığı, mensubu olduğu ruhsal planla
birlikte hazırladığı bir senaryoyu enkarne halde dünyada sahnelemiştir. Bu
sahnede baş rolde kendisidir ama senaryodaki öteki oyuncular da(ailesi,
yakınları, izleyenler, tıbbi müdahelede bulunan sağlık çalışanları vb.) bundan
nemalanarak “kıyas bilgileri”(**)
edinirler, bu konuda araştırma yapan akademisyenler yeni bilgilere ulaşırlar.
Yeter ki varlıklar; fehim ve ferasete, “gören
gözlere, işiten kulaklara” ve “işlevsel
akla” sahip olsunlar(***)... “…demek ki yüksek benliğiniz, sâdece kendisine
özgü bazı deneyimleri edinmek ve sentezleri yapmak için bedenlenmiyor. O,
bedeni oluşturan madeseel kütlenin de gelişimini sağlamak için enkarne
olmuştur. Böylece maddesel sistemleri yönetmenin egzersizlerini yapmaktadır.
Yüksek benler için bu, maddeyi yönetmek ve maddeyi geliştirmek bakımından elde
edilmiş olan epeyce yüksek bir realitedir ve büyük bir başarı sayılabilir.”(Sadıklar
Planı Tebliğleri, Celse 157)
Durum böyle olunca, bir evren varlığı olan yüksek ben(özbenlik), bağlı
olduğu ruha hizmet kapsamında aklımıza hayalimize gelmeyecek uygulamalar yapar.
Bunların bir kısmı, şimdiki bizlerin idrak düzeyimize ve beşerî
değerlerimize göre çok “abes”, “gereksiz” ve hatta “korkunç”
ve “lânetlenesi” şeyler olabilir.
Takdir edersiniz ki, bunların hepsi “yarı
idrakli” enkarneler olan bizlerin etiketlemeleridir. Oysa, ruh varlığı için
böyle nitelendirmeler söz konusu olabilir mi… Ruh varlığı için, “iyi”, “kötü” vb. rölatif değerlendirmeler olabilir mi… Yukarıdaki tebliğ
ifâdesinden anladığımız kadarıyla, ruh varlığı(özbenlik/yüksek ben); bağlı
olduğu ruha hizmet kapsamında, gelişimini sürdürmek ve etkileşimde bulunduğu
maddesel öğeleri de geliştirmek kapsamında her türlü denemeyi yapar,
yapmaktadır.
....................................................
(*) https://www.youtube.com/watch?v=1ycLWc4bRtg&feature=youtu.be&ab_channel=SouthChinaMorningPost
(**)
“kıyas bilgileri” için bkz. İLAHÎ NİZAM ve KÂİNAT, syf. 119 ve devamı.
(**) “gören gözler, işiten kulaklar ve işlevsel akıl”
konularında bkz. Kur’an, Neml 52, Fussilet 53, Secde 26, Naziat 26, Bakara 171,
Rûm 21+22+23+24, Enbiya 45, Kamer 17+22+33+40, Muhammed 24, Nûr 61, Rûm 8+9,
Mâide 103, Zâriyat 21+49, Enbiya 10+44.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder